Mescid-i Nebevî Osmanlı döneminde en büyük onarımı, Sultan Abdülmecid döneminde aslına sadık kalınarak geçirmişti.
Mekke gibi Medine de Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra miras alınan fizikî plana sadık kalınarak Mescid-i Nebevî tamir edilmiş ve yenileme çalışmaları yapılmıştı. Tanzimat hükümdarı Sultan Abdülmecid 387 yıl önemli bir onarım ve yenileme görmeyen Hz. Peygamber'in mescidini yeniden inşa ettirdi. Haremeyn tarihi konusunda dünyadaki sayılı uzmanlardan Doç. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı bu konuda birçok araştırma yapmıştır.
HAREMEYN'İN HİZMETİNDE
Mescid-i Nebevî'nin uzun zamandır önemli bir imar ve yenileme görmediği, bundan dolayı da büyük bir kısmının harap olmaya yüz tuttuğu yönünde rapor verilince, sultanın emriyle bir keşif yapıldı. Sultan Abdülmecid 1849 sonlarında mescidi kendisinden önceki yapılanlara bağlı kalmadan yeniden inşa etmeye karar verdi.
Sultan Abdülmecid, Mescid-i Nebevî'yi Osmanlı selâtin camileri gibi dört sütun üzerinde tek kubbeli olarak yaptırmak istedi, ancak mescidin özel durumu sebebiyle bundan vazgeçti. Hz. Peygamber'in "Evimle minberimin arası cennet bahçelerinden bir bahçedir" şeklindeki hadisi bu kararda rol oynamıştı.
İslâmiyet'in ilk döneminden hatıralar taşıyan sütunların da yer aldığı Ravza-i Mutahhara ile Hz. Peygamber'in defnedildiği Hz. Aişe'nin odası Hücre-i Saadet'in, Mescid-i Nebevî'nin diğer bölümlerden farklı olduğunun gösterilebilmesi gerekliliği, tek kubbeli yapılmasına izin vermiyordu. Bundan dolayı Mescid-i Nebevî'nin yeniden inşası planlanırken Ravza-i Mutahhara ile Hücre-i Saadet ayrı bölümler olarak tasarlandı.
PEYGAMBERİMİZ'İN HATIRASI YAŞATILDI
Mescidin tamiratı 1861'de bitirildi. Mescid-i Nebevî'de gerçekleştirilen her türlü düzenleme ve yeniliğin Hz. Peygamber'in uygulama ve hatırasına uygun olması için yapım süresince şehrin ileri gelenleri ile fakihlerin sürekli olarak onayları alındı. Sultan Abdülmecid durumu bizzat takip edip, zaman zaman uyarılarda bulundu.
Mescidin batı duvarı, minber, mihrap ve ana minare sağlam ve orijinal olduğundan hiç dokunulmadı. Geriye kalan kısmının tamamı yenilenip, zeminine mermer döşendi ve mescidin alanı 10 bin 939 metrekareye ulaştı.
Taş rengine benzer bir şekilde boyanan sütunların başlıkları altınla süslendi ve sütunlar üzengiler üzerinde birleşen kirişlerle birbirine bağlandı. Sütun başlıkları altınla süslenirken kıble duvarı Osmanlı çinileriyle kaplandı.
OSMANLI HATLARI
Hattat Abdullah Zühdi Efendi, üç yıl süren bir çalışmadan sonra Hücre-i Saadet'i, Mescid-i Nebevî'nin kubbe kasnaklarını, kıble duvarı başta olmak üzere duvarlarını, kapılarını, mihrap ve sütunlarını kuşak halinde celî-sülüs tarzında âyetler, hadisler, Hz. Peygamber'in ve mescidinin adları ve sıfatlarıyla tezyin etti. Mescid-i Nebevî'nin kubbe kasnağına ve kıble duvarına, âyetler, hadisler ve Hz. Peygamber'in sıfatları nakşedildi.
Abdullah Zühdi'nin, Mescid-i Nebevî'nin kubbe kasnağı ve kıble duvarlarına yazdığı Hz. Muhammed'le ilgili celî-sülüs âyet ve kasideler, celî-sülüs zeren-dûd, "Aman lafzı senin ismi şerîfinle müsâvidir / Onunçün âşıkınzârı amandır yâ Resûlallah" levhası hat sanatımızda Hz. Peygamber'le ilgili meşhur levhaların başında gelir.
Sultan Abdülmecid kendisinden önceki Osmanlı padişahları gibi Mescid-i Nebevî'nin tefrişine ayrı bir önem verdi. İstanbul ve Kahire'den en güzel seccadeler ve halılar gönderildi. İstanbul ve Mısır'dan yollanan malzeme ve eşya hariç 750 bin mecidiyenin harcanması, yapılan yatırımın büyüklüğünü göstermektedir.
Mescid-i Nebevî
Hz. Peygamber 24 Eylül 622 Cuma günü Medine'ye girdiğinde kendisini davet edenleri kırmamak için devesi Kasvâ'nın çöktüğü yere en yakın olan evde konaklayacağını ilan etmişti. Daha sonra Kasvâ'nın çöktüğü alan Mescid-i Nebevî'nin yeri olarak belirlendi. Mescid-i Nebevî'nin Eylül 622'de başlayan inşası Nisan 623'te tamamlandı. Mescidin ilk şekli, taş temel üzerine tek sıra kerpiçten, bir adam boyu kadar yükseklikteki çevre duvarıyla kuşatılarak üstü açık biçimde, yaklaşık bin 22 metrekarelik bir alanı kapsıyordu. Mescidin kıblesi başlangıçta Kudüs'e yönelikti ve üç kapısı vardı. Kıble Hicret'ten on altı veya on yedi ay sonra Kudüs'ten Mekke'deki Kâbe'ye çevrilince güneyde bulunan yeni kıble tarafına gelen kapı kapatılarak kuzey duvarında yeni bir kapı açıldı.
Mescid-i Nebevî Müslümanlar'ın sayısının artmasıyla ihtiyaca cevap veremeyince 628'de yeni ilâvelerle genişletildi. Yaklaşık 2 bin 433 metrekarelik bir alana ulaşan Mescid-i Nebevî kare planlı hale geldi. Başlangıçta üstü örtülmeyen Mescid-i Nebevî'nin Hz. Peygamber'in namaz kıldırdığı yerine yağmur ve güneşten korunmak için hurma kütüğünden altı direk üzerine bir sundurma yapıldı.
Hz. Ömer zamanında tavanı yükseltilen ve kapı sayısı altıya çıkarılan Mescid-i Nebevî'nin alanı 4 bin 88 metrekare oldu. Hz. Osman döneminde Mescid-i Nebevî genişletilerek yeniden inşa edildi. Mescid-i Nebevî'nin alanı yaklaşık 5 bin 378 metrekareye ulaştı. Emeviler zamanında mescit iki misline yakın büyütüldü. Memlûk devleti döneminde de mescitte tamirat ve yenileme faaliyetleri yapıldı.
Suûdîler ve Mescid-i Nebevî
Suûdîler döneminde 1949'da başlayıp 1955'te tamamlanan ilk genişletme sırasında Mescid-i Nebevî 16 bin 326 metrekarelik alana ulaştı. 22 Ekim 1955'te bazı İslâm devlet başkanlarının da katıldığı açılış töreni yapıldı. Mescid-i Nebevî'nin tarihinde en büyük genişletme ve imar faaliyeti 1984-1994 yılları arasında gerçekleştirildi. Mescidin alanı 98 bin 326 metrekare olurken Mescid-i Nebevî damı ve avlusuyla, aynı anda 650 bin kişinin ibadet edebileceği 400 bin metrekarelik bir alanı kaplıyordu. Minarelerin sayısı ise ona çıkarıldı.
İlk Osmanlı imarı
Osmanlı hâkimiyeti altına girdikten sonra Mescid-i Nebevî'de ilk imar faaliyeti Kanunî zamanında yapıldı. 1531-1540 yılları arasında İstanbul'dan gönderilen mimar ve ustalar hücre-i saadetin batı duvarı başta olmak üzere Mescid-i Nebevî'yi onarıp, yenilediler.
Padişahlar yarıştı
Kanunî'den sonra II. Selim, III. Murad, III. Mehmed, I. Ahmed, IV. Murad, IV. Mehmed, II. Mustafa, III. Ahmed, I. Mahmud, III. Osman, I. Abdülhamid, III. Selim, II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid Mescid-i Nebevî'de bazı tamirat ve yenilemeler gerçekleştirdiler.
Erhan Afyoncu
04.11.2012
Bugün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder